23 Ergebnisse - Zeige 1 von 20.

Akira Kurosawa, Rasomon, Yedi Samuray, Ran, Kagemusa ve Düsler adli filmleriyle 20. yüzyilin dev sinemacilari arasinda essiz bir yere sahip olan ve kamerasini her zaman insanligin büyük serüvenine ceviren nadir yönetmenlerden. Kendisinin otobiyografi gibi bir sey diye niteledigi bu kitabindaysa, hayatinin baslica dönüm noktalarini, onu sinemanin büyülü evrenine sokan agabeyiyle iliskisini, ilk ustasi bildigi Yamomotodan ögrendiklerini, kurbaga...

Bu kitap , Avrupa avangard sinemasinin en önemli yönetmenlerinden sayilan Lars von Trieri tanimak icin essiz bir firsat. Cocuklugundan asi gencligine, egitim sistemiyle uyusmazligindan bütün yasantisini etkileyen fobilerine, kisa filmlerinden Dogma 95 Manifestosuna, oyuncu yönetiminden özgürlükco yapim sirketi Zentropaya kadar, von Trier adini tasiyan gizemli karakterin eksiksiz bir haritasini cikarmaya calisiyor. Ayrica bu kitapta Bir film, a...

Dr. Lütfi Apiliogullari bu yeni kitabinda, makinelerin akillandikca akillandigi bir cagda yeni dijital teknolojinin fabrika isleyislerine nasil bir dinamizm ve süratlilik kattigini, rekabeti sürdürebilmek icin teknolojik yeniliklere yildirim hiziyla adapte olma mecburiyetini anlatiyor...

Kürt Siiri Antolojisi, binlerce yillik bir siir serüveninin en büyük fotografidir. Yalnizca yok sayilani degil, yok sanilani da ortaya cikaran, genis bir cografyaya yayilmis Kürtcenin edeb servetine odaklanan bir calisma. 293 sairin, 520 siirini Türkce cevirisiyle birlikte sunan bu antoloji, yalnizca güncele degil, tarihsele de isik tutacak bilgi ve belgeler iceriyor. Kürt Siiri Antolojisi, hem Kürtce ve Kürt edebiyatiyla, hem de genel olarak ...

Savas, ic deser, savas, bagirsaklari bosaltir. Savas, teni yakip kavurur. Savas, organlari bedenden koparir. Savas, yikip yok eder. Ve savas, insan türünün dogasindan gelir. Böyle diyor Susan Sontag, tefekkür nesneleri olarak savas ve dehset fotograflarindan hareketle kaleme aldigi bu sarsici kitabinda. Daha sonra da, Goyanin Savasin Felaketleri serisinden Amerikan Ic Savasi, Birinci Dünya Savasi ve Nazi ölüm kamplarinin fotografik belgelerine...

Keine Beschreibung.

Mihail Aleksandrovic Bakunin Anarsist. Otoritenin, devletlerin, imparatorluklarin, bütün otoritelerin amansiz düsmani. 19. yüzyil sosyalizmi ve anarsizminin en karizmatik siyasal figürlerinden biri. Özgürlük asigi. Paradoksal düsünür. Yikma dürtüsünün yaratici bir cosku olduguna gönülden inanan ve bu ugurda ayaklanmadan ayaklanmaya, barikattan barikata kosan Bakunine göre devrim, basi ve sonu belli olmayan bir tatildir ve bu yüzden de Walter B...

Ilkbahar, sonbahar demeden her gece dogan ayda Eskiden hic bilmezdim Böyle duygulanip özleyecegimi de eskiden hic bilmezdim Ay ne kadar parlak olursa olsun, ona bakacagimi Eskiden hic bilmezdim Bu güne dek su Ayin üzüntü verici olacagini Eskiden hic bilmezdim

Kendisi hakkinda ne düsündügünü sorma cesareti buldugumu hatirliyorum, dedim kiBu arkadas sohbetinden hosnut olup olmadigin, yüzünden degismeyen su gülümsemeyle ölcülebilir mi kiHic düsünmedim, dedi.Yalnizken de gülümser misin ve bu daha mi icten olur, mesela diye sordum bu defa.Sustu ve somurttu.Arkadaslari, közde kebaplar, sögüs kokulu domatesler, sögüs beyaz soganlar, buzlu caciklar getirirken, birden konustuBütün mesele evet, haklisin ihti...

Keine Beschreibung.

Keine Beschreibung.

Mutlu ask yoktur, der Aragon. Vardir aslinda, belki de olmayan sey, sadece mutlu askin yazili tarihidir. Bir derin ic cekis, sevgilinin parmak uclarinin tene degmesi, konusmasindaki hafif bir tininin degismesi, rüzgar yüzünüzü oksarken hic beklenmedik bir buse... Mutlu bir ask, Onun ellerinin ve yüzünün dünyanin en güzel ülkesi oldugunu düsünmek degil midir En basit anlarin kalbe bir ok gibi dalmasi, ruhu sevincli bir cennete ve kuskularla yük...

Amerikan Imparatorlugu terörizme karsi savas bayragi altinda tüm dünyaya meydan okuyor. Bizzat kendine sadik kalemsörleri, bu savasin en az on, bes yil süreceginden ve yaklasik 60 ülkenin bu savasa dahil edileceginden dem vuruyorlar. Insanlik tarihinde ilk defa, dünyada kendi gücüne yakin tek bir rakibi olmayan bir imparatorluk, yeryüzünü kendi cikarlari dogrultusunda bastan sona dizayn etmeyi tasarliyor. Tarik Ali ise bu emperyal planlara, dü...

Dyodyuska, altin kalplim, ensevgili Bana gönül alici, güzel mektuplar yaz, biraz alcakgönüllü ol, inayet et de arada beni sevdigini söyleyiver. Kendini kücültmekten korkma. Sen bana, bugün benim sana verdigimden üc kurusluk daha cok sevgi vermissin, eee, nolmus yani Benden karsilik görmezsin korkusuyla duygularini aciklamaktan cekinme, utanma kuskusuz, duygularin varsa eger. Yoksa, zaten zorla cekip alamam ki. Ruhunla diz cökmeyi de ögren, yal...

Edebiyat dünyasina Ilk adimini, edebiyat tarihimizin savas karsiti ilk romanlarindan biri diye adlandirilabilecek Issizligin Ortasiyla atan Mehmet Eroglu, bu eserinde, yarattigi unutulmaz kahramani Ayhanin, Kibrista katildigi savasta yaralanip, 1975 Ocak ayinda, kafasinda gecmisi ve varolusuyla ilgili sorularla Ankaraya geri dönüsünü anlatir.Ayhan, 1971de ortadan kaybolan cocukluk ve genclik arkadasi, siyasi eylemci Zaferi aramak üzere tekrar ...

Bu kitabin ilk yayinlandigi 2001 yilindan sonraki gidislerim de eklenince, Pakistan seferleri benim icin mavi bir cölde yaptigim yolculuklar oldu hep. Neden derseniz, kitabin icindeki cöllere bir düsün, Karakurum daglarinin karlarindan gecin, Indus Vadisi boyunca geceniz gündüze karissin, Huncerap gecidinden Cine, Hayber Gecidinden Afganistana bir göz atin, belki ondan sonra kitaptaki birileri kulaginiza fisildar sorunuzun cevabini. Ya da biri...

Lakin, ya semerci bizimle kafa bulmustu, yada taksi soförü acemiydi. Bir türlü Istanbul Kapisi bulunamadi. Gün battiktan sonra aramaktan vazgecip otele dönerken, soförle, Tebrizdeki bütün taksiler gibi bunda da Türkiyeli pop sarkicilarinin kasetleri caliyordu avaz avaz. Konumuz oldukca derin ve hayatiydi. Sadece Iranda degil, dünyanin pek cok ülkesinde, sokaktaki insanin, düzene karsi tavrini belirlemesinde önem tasiyan bir meseleyi konusuyord...

Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan ilk Türk romancisi. Ödülün aciklanmasindan hemen sonra Sabanci Üniversitesinde Orhan Pamuk Edebiyati baslikli bir sempozyum düzenlendi. O da bu büyük romancimiz icin düzenlenen ilk sempozyumdu.Iki gün süren sempozyumda Orhan Pamuk edebiyati bütün yönleriyle ele alindi. Onu, caginin roman anlayisini yenilemeye iten, ona uluslararasi ününü kazandiran, yapitlarini dünyanin cesitli üniversitelerinde incel...

Kadinlarin durumu diger toplumsal gruplarin durumlarina benzemez, cünkü bir bütünün, insan türünün yarisini olustururlar. Kadinlar temeldir, yerleri doldurulamaz, bu yüzden, baska toplumsal gruplarla ayni sekilde sömürülmezler. Onlarin kaderlerini ölümcil kilan da bu celiskili konumlaridir, temel bir önem tasimanin ve fiilen kenarda kösede kalmanin bir ve ayni zamanda gerceklesiyor ve gerceklesmekte olmasidir. Feminizm bütün kadinlari bütünsel...

Salome, karsiliksiz kalan aski ugruna sevdigi adamin kellesini isteyen efsanevi kadin. Salome, toplumsal düzeni, uygar davranislari ve tekesliligi tehdit eden yikici kadin. Salome, asigi -ve izleyici- önünde striptiz yapmayi hayal etmis ve bunu gerceklestirmis kadin... Ve on dokuzuncu yüzyilla yirminci yüzyilda femme fatale havalariyla, genc bedenleriyle erkeklerin dünyasina kafa tutan ve toplumsal yasaklara karsi gelmeye cüret eden dört kadin...