375 Ergebnisse - Zeige 141 von 160.

Iyiliklerin en büyük düsmani, tabii ki misyonerlerin davasindan nefret eder. Binlerce yildir sinirsiz sekilde hüküm sürdügü bu genis topraklarin en ufak bir parcasini bile feda etmek istemez. Ve onu elinde tutmak icin mücadele eder. Misyonerlik tesebbüsleri sert ve yaygin olmakla elestirilir. Bursa Istasyonu da bu catismalardan nasibini büyük oranda almistir. Rumlar yillar boyunca aleni bir sekilde bize karsi ciktilar ve en sonunda onlardan va...

Osmanli Imparatorlugunun etrafindaki dünyayla kurdugu politik ve ticari iliskiler pek cok calismaya konu olmustur. Elinizdeki eser de adindan da anlasilacagi üzere Osmanli Imparatorlugu ve Ispanyanin XVIII. yüzyildaki diplomatik iliskilerini karsilastirmali olarak belgelerle ele almakta ve iki tarafin tavir ve tutumlarini masaya yatirmaktadir.Kitap dar cercevede Ispanya Krali III. Carlosun 1778 yilinda Don Juan de Boulignyyi bir ahidname imzal...

Prof. Dr. Ö. Faruk Huyugüzel ve Dr. Serife Caginin uzun süren arastirmalar sonucu hazirladigi Esref-Bütün Eserleri adli calisma sairin basili kitaplarini, kitap capindaki eserlerini ve kitaplarina girmemis siir ve nesirlerini ilk defa orijinal ve ilm sekilde topluca vermektedir. Siirleri dilden dile dolasan ve neredeyse anonim bir kisilik haline gelen Esrefin eserlerini secmeler halinde degil, tam olarak okuyuculara sunan bu calisma, hem Sulta...

Türkülerde Yasayan Sehir Erzurum - Ismail Bingöl

Baba tarafindan Timura, anne tarafindan Cengiz Hana dayanan bir soyun temsilcisi Babur Han... Bugünkü Afganistan, Pakistan ve Hindistan sinirlari icindeki cografyada eski dünyada hüküm sürdü.Kendisini belki de haleflerinden ayiran en büyük özelliklerinden birisi kendi hayatini kaleme almis olmasi. Baburname isimli bu eserinde asklarini, savaslarini, inanclarini, düsüncelerini, sanat görüsünü, etrafindaki insanlari anlatir.Orta Asya halklarinin...

Bir ilim adamini, bir yazari, bir sanatciyi görsel malzeme üzerinden, ondan geride kalan fotograf, kartpostal, cizim, not, mektup, kartvizit, müsvedde, imzali kitap, resmi ve hususi evrak, kapak eskizi... gibi malzemeyi merkeze alarak anlatmak ne kadar dogru, yerinde ve yeterli bir hareket olurVasifli görsel malzeme bir biyografiyi, onun etrafindaki hareketleri, hissiyati ve cevreyi, kisaca bir tarihi, bir ruh dünyasini anlayip kavramak, onu y...

Gidiyorlar, agit yakalim arkalarindan. Cünkü gitmek var, dönmek yok.Bagirlarina basmislar cocuklarini ve dislerini sikarak. Yagmura, kara, dipciklere ve saat kulelerine aldirmayarak. Tel örgüleri yarip duvara tirmanarak. Bozbulanik, coskun bir nehrin kederli köpügü gibi. Aniden havalanan sigircik sürüsü gibi... O kadar kalabalik ve kocamanlar ki kimse görmüyor onlari. Bakiyorlar ama görmüyorlar. Ne televizyonlar ne uydular ne cocuk mamalari ne...

Mustafa Kutlunun hikayelerinde kentli insanin bunalimlarinin izlerinin sürüldügü bu kitapta, kentli bireylerin insan fitratina uymayan hayatlari nedeniyle zihinsel ve ruhsal yapilarinda meydana gelen sorunlarin ve bunalimlarin hikayelerde ne sekilde yer aldiginin tespit edilmesi amaclanmistir.Kutlunun bütün hikayelerini kapsayan kitapta, toplumsal degisim ve dönüsüm sürecinde kentte yasayan bireylerde görülen psikolojik sorunlarin sebep ve son...

Tarim toplumundan sanayi toplumuna geciste yasanan madd-manev toplumsal sorunlari Karsli bir isci olan Cevher Bican ve cevresindekilerin basindan gecen olaylarla irdelendigi Yokusa Akan Sular sanayilesmeye oldugu kadar pesinden gelecek modernlesmeye de neredeyse bir dervisin gözüyle yapilan bir elestiri.

Makedonya krali iskender, Darayi yendikten sonra doguda ilerlemektedir. Daranin kizi Rukzan hüviyetini gizleyerek Pencap hükümdari Esberin sarayina siginir. Esberin kizkardesi Sumru, Iskenderi görmeden ona asik olmustur. Gizlice bulusan ve sevisen Sumru ile Iskender arasinda gidip gelirken Rukzan da Iskenderi sever. Iskender Sumrunun bütün ricalarina ragmen Pencap ülkesine yürür. Sumru sevgilisine söz geciremeyince agabeyini bu savastan vazgec...

Icimde yillar sonra memlekete dönmüs olmanin sevinci, ellerimde bavullar, havaalaninin kalabalik telasindan kurtulup bir taksiye dogru yürürken azicik terlemis alnima huzurun sessiz, sakin, ama garip bir sekilde ürpertici eli dokunuverdi...Bavullari biraktim, terimi sildim.Tam bu sirada o boz renkli kertenkele, ayaklarimin ucundan sessiz, sakin ama garip sekilde ürpertici bir bakisla süzülerek gecip gitti.

Hüseyin Hüsnü SenBardan ciktigimda yagmur ciseliyordu.Sonra bayagi yagmaya baslamis, ben hani sarhosum ya, farkina varamadim.Epeyce islanmisim.Islanmisim, cünkü arabayi park ettigim yere degil ters istikamete gitmisim.Gitmisim cünkü kafam karisik. Sarhossun kardesim elbette karisik olacak demeyin, benim sarhoslugum öyle zilzurna küfelik islerden degil.Hani ne demisler Iciyorsak sebebi var.Yok yok, öyle kara sevda, imkansiz ask falan degil. Yah...

Bir sehre ruhunu veren, o iklimin, o cografyanin, o kültürün, o sehri yapan insanlarin birlikte kotar-diklari biricik olustur. Bu bazan bir pencere biciminde kendini gösterir, bazan bir agac seciminde. Mesela Istanbul ve Bursa icin Erguvan vazgecilmemesi gereken bir agactir. Sehrin Erguvana ihtiyaci vardir. Erguvan pembesinden arindirilmis bir Bogazici, baharda, gelinini yitirmis duvaga benzer.Bir sehre ruhunu veren bazan o mintikada kaynayan ...

Mustafa Kutlu Türk hikayeciliginin zirve isimlerinden biridir. Hikayelerine hepimiz asinayizdir. Ya denemelerine Belki o kadar degil...Halbuki yazarin kaleminden cikan her cümle, zihin dünyasini, görüp gecirdiklerini, hüzünlerini, heyecanlarini, memleketin hal-i pür melalini yansitir.Bu cercevede yazarin, yirmi yillik bir sürede gazete sütunlarinda kendisine yer bulan cümlelerinin kiymeti kendiliginden ortaya cikar.Türkiyenin yakin dönem hikay...

Son dönemde moda olan nehir söylesi formatindan bir uzun hikaye cikarmayi basaran Kutlu, bu yeni tarziyla Türk edebiyatinda bir ilki gerceklestiriyor. Kitabi eline ilk alanlarin Anadolu Yakasi isminin altinda yer alan Nehir Söylesi ibaresini görünce ister istemez Mustafa Kutlu ile yapilmis bir söylesi mi var karsimizda diye meraklanmasina yol acan kitapta, Anadolu Yakasi adli yerel bir kanalin basarili sahibi Muzo Gönül ile bir gazete muhabiri...

Türkiyede en cok konusulan ve tartisilan konunun din ve Islam meselesi olmasina bir önem ve deger atfedip atfetmeyecegimiz, olup bitenlerden tedirginlik duyup duymayacagimiz bir paradoksla alakalidir. Eger Türkiye kurucu ve yasatici biricik unsur olarak din ve Islamla olan iliskisini dünyanin yeni sartlarinda ve tedavüle giren yeni kavramlarla bir daha kurmak ve anlamak pesinde ise en zit fikirler dahil olmak üzere her sey ciddiye alinabilir, ...

Türkiyede en cok konusulan ve tartisilan konunun din ve Islam meselesi olmasina bir önem ve deger atfedip atfetmeyecegimiz, olup bitenlerden tedirginlik duyup duymayacagimiz bir paradoksla alakalidir. Eger Türkiye kurucu ve yasatici biricik unsur olarak din ve Islamla olan iliskisini dünyanin yeni sartlarinda ve tedavüle giren yeni kavramlarla bir daha kurmak ve anlamak pesinde ise en zit fikirler dahil olmak üzere her sey ciddiye alinabilir, ...

Bildigimiz kadariyla tam bir benzeri olmayan bir kitap yazdik. Bu, ne genclerin edeb zevklerini gelistirmek amaciyla yazilmis bir ders kitabi ne de ilm arastirmalarda kullanilan teknikler üzerine bir incelemedir. Bu kitabin, Aristotelesden Hugh Blair, George Campbell ve Kamesa kadar gelen siir sanati ve retorik kitaplarinin, yani edebiyat ve üslup bilgisine dair sistematik incelemelerin veya Edebiyat Elestirisinin Ilkeleri diye adlandirilabile...

Ömer Hayyamin dedigi gibi, Onlar meclisleri bilgilerinin isigiyla aydinlattilar. Sonra onlar da bir efsane söyleyip uykuya daldilar. Ömer Hayyam da eriyenler arasinda coktan beri.Hüsrev Hatemi bu kitapta Eriyen Mumlarin bir kismini hatirlamaya ve anmaga calisiyor. Gecmisin parlak isiginin bugünü de aydinlatabilmesinin yolunun hatirlama ve anmaktan gececegine olan inanciyla...

Eski Istanbul ramazanlarinda, her gün iftar ve sahur vakitlerinde davulcu ya da bekci tarafindan okunan maniler, edebiyat acisindan oldugu kadar Istanbul folklorunun taniklari olmalari bakimindan da kiymetli dil ve kültür yadigarlaridir. Bu manilerde hikmetli sözlerin yaninda, cogunlukla nükteli bir dil kullanilmasi dikkat ceker. Bunun amacinin muhatabi güldürmek, eglendirmek, hosca bir an gecirtmek oldugunu söylemek mümkündür. Bu sekilde, din...