Erdal Beyden en cok aklimda yer eden özellikler Karsisindakinin mevkii, yasi, unvani ne olursa olsun herkese esit ve bonkörce dagilan, samimi bir kibarlik... Oturdugu odadan bindigi arabaya, giydigi kiyafetten sectigi sözcüklere degin uzanan, hayranlik uyandiran bir sadelik... Dünya literatürüne girmis akademik calismasi icin bile, Aslinda yeni bir sey degildi, diyecek kadar özgüven yüklü bir tevazu... Arti güler yüz, caliskanlik ve nüktedanlik... Bu son söylesisinde, onun kamuoyunun yakindan bildigi bu özelliklerine ilaveten dünyaya, inanc sistemine, ölüme dair fikirleriyle tanisip filozof yanini da kesfedeceksiniz. 12 Eylül siyaseti, iste böyle bir insani veto etti. Siyasetin bugünkü kisirligindan yakinirken, unutmamamiz gereken bir ayrinti bu... Anka Kusu, Can Dündarin Erdal Inönüyle yaptigi nehir söylesi. Ayni zamanda da, Erdal Inönüyle yapilan son söylesi... Cocuk gözüyle Atatürk ve Ismet Inönü arasindaki iliskiye tanik olmus, Ikinci Dünya Savasi ve demokrasiye gecis dönemini, darbeleri yasamis, bilimsel calismalarinin yani sira cok kritik dönemlerde büyük üniversitelerde de kanlik ve rektörlük gibi görevler üstlenmis, siyasete atilarak Türk soluna önemli katkilar yapmis kibar, sade, tevazu sahibi, nüktedan ve filozof Erdal Inönü, herkesin cok iyi tanidigi, icten ve sade tavriyla kendini anlatirken, tarih yaziyor.