Türkiyenin 1999 Helsinki Zirvesinde üye adayi kabul edilmesinden bu yana Avrupa Birligi giderek bir ic politika konusu haline geldi. Dogal olani buydu. Demokratiklesme, insan haklari, egemenlik haklari ve Kibris gibi konular, daha önce belki de tabu sayildigi icin hic tartisilmayan derinlikte AB cercevesinde tartisilmaya baslandi. Hatta 57. hükümetin fiilen dagilip erken secim karari almasina bile, AB reformlari üzerine koalisyon ortaklari arasinda cikan tartisma neden oldu. Bu kitapta, Türkiyenin AB üyeligi konusunda geldigi noktanin uzun uzadiya bilimsel analizi yok. Buna karsin 10 Aralik 1999 Helsinki gününden itibaren Basbakanliktaki gizli toplantilardan, Dis isleri ve Genelkurmay koridorlarina, Meclis kulislerine dek gün gün, bazen saat saat bu noktaya nasil geldigimizin sicagi sicagina arastirilmis, dogrulanmis ve kayda alinmis notlari vardir. Bu notlar ilk kez böyle bir dosya halinde okurla bulusuyor. Gelismeler henüz sicak. Belki bazilari zaman icinde unutulup gidecek, ama bazilarinin da ne kadar kilit önem tasidigina birlikte tanik olacagiz. Bu kitap Türkiyenin AB bekleme odasinda gecirmekte oldugu sürenin bir tür seyir defteri.