Bisiklet tarihi hakkinda okuyabileceginiz en sade, güclü ve isabetli eserBisikletin dünyayi nasil kasip kavurdugunu görmek icin mutlaka okumalisinizBundan 200 yil kadar önce, Alman ormanlarindan birinde, yüzyillardir yasanan en karanlik ve sicak yaz mevsiminde basladi bisikletin tarihcesi. Onu yasaklama egilimi de öyle. Bisikletciler, size sonraki 200 yil icerisinde, sehirlerden ülkelere dek süren bir öyküyü demiryolu cagindaki yüksek tekerlekli penny-farthing sürücülerini, 1890larin Victoria Dönemindeki yüksek sosyeteyi kasip kavuran bisiklet cilginligini, hatta 1960larda bisikletin az kalsin tümden yok olusundan tutun da 21. yüzyildaki akil almaz dirilisine kadar her detayi anlatiyor.Bu öyküyü incelerken, aslinda bisikletin de tipki futbol ve basketbol gibi, baslarda bir cocuk oyunu veya delilik olarak algilandigini, sonralari gitgide yetiskinleri de at gözlügü takmis insanlari da girdabina cektigini, organize bir spor dalina ve sanayiye dönüstügünü ve günümüzde amatörlükten uzaklasip profesyonel bir yaris sektörü haline geldigini görmek zor degil. Ama tabi bisikletin ulasima, kasiflige ve sagliga yönelik sonu gelmez faydalari da var, ve bu yüzden her zaman, basit bir oyun veya spor türü olmaktan cok daha öte bir anlam tasidi, karsilastigi engeller ve atlattigi sürecler de, diger sporlara nazaran bir hayli farkliydi.Peki, bir vakitler herkesin ihtiyac gözüyle baktigi bu icat, bugün sadece bir spora ve hobiye mi dönüstü Orasi bilinmez, ama aradan 200 yil gecse bile, iki tekerlekli özgürlügün üzerinde giderken yüzünüzü oksayan o meltemin yarattigi mutluluk hissi, hic degismedi... Kapsamli ve bas döndürücü bir metin, tam da Hutchinsondan beklenecegi gibi. Bizim bugün hic tereddütsüz kabul ettigimiz bir seyin, bisikletin ne kadar havali oldugu gerceginin ispati ve evrimi anlatiliyor bu eserde...