Yirminci yüzyil edebiyatinin en büyük yazarlarindan George Orwell, kurgu eserlerinin yani sira keskin kalemi ve ilkeli durusuyla, es-dost gözetmeden yazdigi edebi ve siyasi elestirileriyle, yazin dünyasinda kendine benzersiz bir yer edinmis, herkesin düsünsel dürüstlügüne saygi duydugu bir isim olmustur.Daliden Karakurbagasina Bazi Düsünceler basligi altinda bir araya getirdigimiz bu yazilarda da Orwell, kalemini kah bir nester kah bir tüy gibi kullanarak, ilkbaharin güzelliklerinden intikam duygusuna, Dalinin yasami ve eserlerinden ideal pubin nasil olmasi gerektigine, Ispanya Ic Savasindan suc ve dedektiflik romanlarina, Marakes ve sakinleri üzerine insani gözlemlerden bilim-siyaset iliskisine, sömine basinda aile saadetinden Arthur Koestlerin eserlerinin edebi elestirisine kadar birbirinden cok farkli konulari büyük bir ustalikla, ivmesinden ve entelektüel keskinliginden hicbir sey kaybetmeden isliyor. Hangi konuyu ele alirsa alsin, derinlikten taviz vermeden, tadina doyulmaz bir yazinsal sölen sunuyor.Bir duvardan talep edecegimiz ilk sey, dik durmasidir. Dik duruyorsa iyi bir duvardir ve hangi amaca hizmet ettigi bundan ayri degerlendirilebilir. Fakat bir toplama kampini cevreliyorsa, en iyi duvar bile yikilmayi hak eder.