Dünyaya bir ressamin gözünden bakmak, ayrintilarda gizlenenleri kesfetmemizi saglar. Masuji Ono, Ikinci Dünya Savasinda harabeye dönmüs sehrini ve artik sonuna geldigi yasamini betimlerken, her bir cümlesi öyküsüne yeni boyutlar katiyor.Anilarin degisken aynasinda kah büyüyüp kah kücülen, sürekli bicim degistiren imgesinde Japon toplumunun gecirdigi degisimi özetleyen Ono, bu sürecte üstlendigi rolü günahiyla sevabiyla paylasirken, gelenekle yeniligin sonsuz bir cevrim icinde birbirini dogurup yok edisini müthis bir incelikle resmediyor. Gecmisten kopmak icin verdigi savasin hemen ardindan bizzat asilmasi gereken bir engele dönüsen insan, savasin, ölümlerin, inanclarin ve degisimlerin akisina, hatta kendi öyküsüne ne denli hakimdir Degisen Dünyada Bir Sanatci, zaman nehrine kapilip giden ömürlerimizin muhasebesi, her insanin tasidigi kaygilarla umutlarin bulustugu o issiz yerden hayatin karmasasina bir bakis. Karakterlerin gercek niyetleri daima incelikle ele verildiginden, her biri ancak biz okurlar kadar esrarlidir. Gerilim daima had safhadadir. Iste bu yüzden, Kazuo Ishiguro yalnizca iyi bir yazar degil, ayni zamanda mükemmel bir romancidir. Ishiguro, rüzgarin estigi yöne dönmek istese de itibarini yitirmenin agirligini hisseden bir adamin kendini hakli cikarma cabasini, bahanelerini ve avuntularini inandirici bir dille aktariyor. Bu kitabi her okuyusumda, Onoyu -ve dünyayi- hafifce degisen bir isikta görüyorum.