Rüya kuramini film calismalari baglaminda ele almak, bu kuramin icinde gelistigi özgün, klinik baglamdan cikarak esasen estetik kaygilarin sekillendirdigi bir ortama gecmeyi gerektiriyor. Iste Filmler ve Rüyalarda Botz-Bornstein da tam bunu yapiyor Rüyalari estetik ifadeler olarak degerlendirip bu özel ifadelerin ne sekillerde gelistirildigine odaklaniyor. Rüyalari psikolojik hayatimizin siradan olaylari gibi degil, varliklarini belli bir rüya-zamaninda sürdürmelerinden dolayi ilginc, kendine yeten fenomenler olarak ele aliyor. Bu noktadan yola cikarak, Tarkovskinin estetik rüya fenomenlerini isleyerek gelistirdigi gercekcilik karsitligini, Sokurovun modern imaj ideolojisine yönelik yikici saldirilarini, Arthur Snitzlerin alisilmis olani nasil tekinsize dönüstürdügünü, Kubrickin bu yapisal modelden nasil kacindigini ve Wong Kar-wainin parodilestirilmis kapitalizm manzaralarini inceliyor.