Eski bir söylence, Tanrinin otuz alti iyi insanin yüzü suyu hürmetine dünyayi yok etmekten vazgectigini anlatir. Bu bir masaldir ama, dünyanin yasanabilir bir yer olmayi erdemler sayesinde sürdürdügü, gercektir. Dogruluk, adalet, merhamet, iyilik, vefa, incelik, caliskanlik, özveri gibi degerlerle karsilastigimizda gözümüzün isiyip, icimizin isinmasi, unutmaya basladigimiz insani özümüzle karsilastigimizi fark etmemizden kaynaklaniyor olmasin sakin Ya bu degerlerin hepsini birden bir insanda bulmak Iste bu mucizedir ve bu yüzden de seyrek görünür. Türkan Saylan, seyrek bulunan bu tür insanlardandir. Yalnizca söyledikleri ve yazdiklariyla degil, yasamiyla da ögreten bir ögretim üyesi... Tüm cocuklari öz cocugu gibi gören bir anne... Hastaliga, hastanin acisindan bakmayi, hastayi, hastaligi tasiyan bir organizma olarak degil, insan olarak görmeyi basarabilen bir arkadas hekim... Cüzzami ülkemizden ve dünyadan silme yolunda büyük basari saglamis, bu alanda yaptigi calismalarla dünyanin sayili cüzzam otoritelerinden biri olmus, Gandhi Ödülüne layik görümlüs bir bilim insani... Ülkesinin, dünyanin gelismis ülkeleri arasinda olmayi hak ettigine inanan, cehaletle, dogmayla, cikar iliskileriyle savasmaktan geri durmayan bir aydin... Cocukluk arkadaslarini hala okul numaralariyla animsayan, topluma ve insanliga hizmet etmis olan herkese vefa duygusuyla bagli bir dost... Insanüstü bir calisma temposuyla yillarir halk sagligi icin, egitim icin, cagdaslasma icin, kadin ve insan haklari icin, demokrasi icin, ülkesinin ve insanligin aydinlik gelecegi icin didinen bir eylemci, bir Cumhuriyet kadini... Ve daha bircok erdem... Bu kitapta, belki de uzaktan taniyip merak ettiginiz Türkan Saylanin özel yasamini, mutluluklarini, düslerini, umutlarini, düsüncelerini bulacaksiniz. Neredeyse yetmis yillik bir yasam öyküsüyle gözünüz isiyip, iciniz isinacak. Günesi doguranin aslinda umut oldugunu göreceksiniz...