Martin Eden, otobiyografik niteligi ile, bütün Jack London yapitlari arasinda cok özel bir yere sahiptir. Jack Londonin bireycilige saldirisi, hicbir yapitinda, Martin Edendeki yetkinlige ulasamaz.Martinin costurucu bir karanlik ve essiz bir güclülükle sürdürdügü savasim, insan soyunun aydinlanmasi ugrasinda bir esin kaynagidir. Ama Martin bir bireycidir ve bu Ilk günah ödenecektir. Essiz serüvenin sonunda, bireysel basarinin dorugunda Martin, aldanmis, amacsiz, yalniz ve umutsuz bir insandir. Burjuva toplumunun sahte degerlerinden, ikiyüzlülügünden kacan Martin, o eski, dost Güney Denizlerine siginacaktir. Ama o, artik Güney Denizlerinin avutup doyurabildigi Martin Eden degildir. Ve aradigi dinginligi ancak o dost sularin altinda bulabilecektir.