Suche einschränken:
Zur Kasse

Ölmez Agacin Pesinde

Ünsal, Artun

Ölmez Agacin Pesinde

Efsaneye göre, Havva ile birlikte cennetten yeryüzüne kovulan dem 930 yasindayken ölecegini hisseder ve Tanridan kendisini ve dolayisiyla tüm insanligi bagislamasini dilemeye karar verir. Bu amacla oglu iti Cennet Bahcesine gönderir. Bahcenin bekciligini yapan melek, itin duasi üzerine Iyi-Kötü Agacindan aldigi üc tohumu ona verir ve öldükten sonra babasinin agzina koyup öyle gömmesini söyler. dem ölür ve Tabor Dagi yakininda Hebron Vadisine gömülür. demin agzinda yeseren ve kök salan üc tohumdan Akdeniz ikliminin simgesi üc agac filiz verir Zeytin, sedir ve servi... Akdeniz efsanelerinde adi Ölmez Agac ya da Hayat Agaci olarak gecen zeytin agaci, antik caglardan beri insanoglunun hayatinin icinde olmus, kimi zaman meyvasiyla kimi zaman yagiyla insanliga saglik, lezzet ve güzellik vaat etmis. Zeytinin ve zeytinyaginin öyküsü hala devam ediyor. Artun Ünsal dini metinlerde kutsal kabul edilen bu agacin, meyvasinin ve yaginin serüvenini yazdi, zeytinin anayurdu olan Akdeniz cografyasi icinde önemli bir yer tutan Anadoludaki büyük serüvenini. Ilkcaglarda zeytinyagi elde edilisinden günümüzde zeytinyagi teknolojisine, agacinin tarimsal özelliklerinden bugünkü ekonomik hayat icindeki yerine kadar zeytinimizi ve zeytinyagimizi tüm yönleriyle kusatan bu kitap, o altin siviya iliskin bilgi dagarcigimizi alabildigine genisletiyor.Kapak fotografi Jean-Marie del MoralTadimlikTarih öncesinden günümüze, gün görmüs gövdesi, dört mevsim güneste parlayan yesil gümüs yapraklari, esen rüzgarda magrur salinmasi, tane yüklü dallari ve essiz yagiyla, yerlesiklik, huzur, bereket, uzun ömür ve barisin simgesi zeytin agaci, ruhumuzu ve bedenimizi isitir, ufkumuzu yesertir. Gecmisimizle gelecegimiz arasindaki sarsilmaz bagin simgesi olarak dimdik karsimizdadir zeytin agaci. Anadolu yollarina düstügümüzde, Tekirdagdan Iznike, Canakkaleden Muglaya, Antalyadan Hataya, Gaziantepten Urfaya, Zonguldaktan Artvine, selamlasiriz muhabbetle. Zeytinin, hele zeytinyaginin lezzetiyle cok kücük yasta tanismis bir kisi olarak, zeytin agacina olan duygusal bagliligim hep sürüyor. Giritli Fatma Hanimin torununun, Akdenizin kutsal zeytin agacinin büyüsüne kapilmasindan daha dogal ne olabilir ki Ne var ki, kisisel tercihlerimin disinda beni Ölmez Agacin Pesinde - Türkiyede Zeytin ve Zeytinyagini yazmaya iten cok daha önemli nedenler de var. Her seyden önce, kültürel zenginliklerimize sahip cikilmasi gerekiyor. Küresellesen dünyamizda, tekdüzelik artarken, yerel kültürel özellikler, tüm iyimser iddialara karsin, giderek siliniyor. Istesek de, istemesek de. Iste bu yüzden, uygarliklar besigi Anadoluda zeytincilik geleneginin daha yakindan taninmasi ve korunmasi zamaninin geldigini düsünüyorum. Diyet Kolali bir dünyaya itirazim yok. Ama en azindan, altin sivi zeytinyaginin Anadoludaki binlerce yillik öyküsü de ihmal edilmemeli. Yabani zeytin agaci gibi, belki de yetistirme zeytinciligin de anayurdu olan Anadoluda, Hitit öncesi dönemden günümüze 4 bin yillik gecmisiyle, böylesine zengin bir kültürü gözardi etmek mümkün mü Ülkemizin kültür degerlerinin, güzelliklerinin zamana yenik düsüp unutulmamasi icin giristigim Süt Uyuyunca - Türkiye Peynirleri calismasinin gerek okurlar gerekse uzmanlar indinde genelde aldigi olumlu tepkilerden cesaretlenerek, bu kez Anadoluda zeytin ve zeytinyaginin pesine düstüm. Insan-doga etkilesimi sonucu, yasam bicimi, alet ve ürünlerden olusan kültür olgusuna bu kez zeytinliklerin gölgesinde yaklasmak benim icin yepyeni bir deneyim olacakti. Adlarindaki zeytin sözcügünün yüzlerce yillik tanikliginda, sözgelimi, Zeytindere, Zeytineli, Zeytinli, Zeytinalani, Zeytinoba, Zeytinlik, Zeytindagi, Zeytinliova, Zeytinbagi gibi nice beldelerde yasamis ve yasayan insanlarin özel dünyasi icine girmek ve kazancimi sizlerle paylasmak istedim bu yüzden. Dahasi sadece Gemlik, Edremit, Ayvalik, Akhisar, Aydin gibi tanidik bölgelerle yetinmeyip, Türkiyede zeytin agaclarinin ulastigi, -mümkün olan her yere- gitmeyi amacladim. Kastamonudan ve Sinopun kiyi seridinden Artvinin Coruh vadisine, Kilisten Firat boyundaki Birecike, Hatayin Altinözünden Icele, Göksu yamaclarina, Aydin Bozdogana, Manisa Akhisardan Tekirdag Mürefteye dolandim durdum. Beni Ölmez Agacin Pesindeyi yazmaya iten bir baska etken de, toplumumuzda zeytinyagina gereken ilginin yeterince gösterilmemesi oldu. Edirneden Karsa, kara zeytini, yesil zeytini cok sevsek de, ayni ilgiyi zeytinyagina besledigimiz söylenemez. Zeytinyagi aliskanligi birkac bölgeye sikismis durumda. Dünyada, zeytin agaci dagilimi, zeytin ve zeytinyagi üretimi konusunda daima ilk bes ülke arasinda yer almamiza karsin, zeytinyagi tüketimimizin yilda kisi basina ortalama 1-1, 5 kilo civarinda dolastigi bir gercek. Ege, Akdeniz, Marmara ve Güneydogunun bir bölümünün disinda, zeytinyagi mutfak ve sofralara hala giremiyor. Dahasi, girdigi yerlerden de, kimi zaman yavasca elini ayagini cekiyor. Öyle ya, Istanbulun belli basli lokantalarinda bile, zeytinyagli rumuzuyla sunulan yemeklerin, hatta salatalarin, aslinda öteki sivi yaglarla hazirlanip önümüze getirilmesini artik dogal karsiliyoruz. Oysa, Anadolunun, özellikle Ayvalik ve Edremitin zeytinyaglari dünyanin en nitelikli yaglari arasinda ve biz bu güzellikleri ve zeytinin ekonomik potansiyelini yeterince degerlendiremiyoruz. Neden Ölmez Agacin Pesindeyi bu soruya bir cevap arayisi icin de yazmak istedim. Üreticisinden teknik uzmanina, sanayicisinden pazarlayicisina, eksperinden ögretim üyesine, zeytinle hasir nesir olanlarla tanistim, onlarin sikinti, umut, deneyim ve görüslerini sizlere aktarmaya calistim elimden geldigince. Tabii, bu arada zeytin agacini, meyvasini ve yagini coskulu bir amatör olarak daha yakindan tanima firsatini buldugum icin de mutluyum. Elbette kolay bir calisma olmadi. Basta Türk zeytinciligini Bati ülkelerindeki yayinlar gibi tüm yönleriyle alan örnek bir kitap yoktu. Önce, tarihten botanige, zeytin ve zeytinyagi teknolojisine, bir kaynaktan ötekine kosarak dersime calistim. Sonra da Anadoluyu el verdigince gezerek konuya yerinden bakmayi istedim. Ögrenmenin sonu yok ki Ölmez Agac

CHF 22.50

Lieferbar

ISBN 9789750806254
Sprache tur
Cover Kartonierter Einband (Kt)
Verlag Yapi Kredi Yayinlari YKY
Jahr 2016

Kundenbewertungen

Dieser Artikel hat noch keine Bewertungen.