Cocukken Mominaya, Mariellaya ve digerlerine benzeyen kadinlari kiskanirdim, onlari kiskanir ama kim olduklarini bilmezdim. Özgür, hayranlik duyulan kadinlar olduklarini sanir, onlari dünyanin sahibeleri olarak görürdüm. Simdiyse kendimi hicbirine degismezdim. Onlarin hayati bana sacmalik gibi geliyordu artik, bunu fark etmedikleri icin cok daha sacmaydi üstelik.Hayal kirikligina ugramis, zeki, bagimsiz ve ben demesini bilen kisiligiyle Clelia gururla sürdürdügü isine ragmen hoyrat bir yalnizlik icinde bir kadindir. Romadan dogdugu sehre, hala molozlarla dolu Torinoya bir moda atölyesi kurmak icin döndügünde, kendini öyle bir yabancilasmanin icinde bulur ki, bu, savas sonrasi dönemin huzursuz burjuvazisini, züppe entelektüelleri, umutsuz olduklari kadar ucari genc kizlari görmesine ve alayci bir bakisla yargilamasina neden olur. Yirminci yüzyilin en büyük Italyan aydinlarindan, dünya capinda ün salmis bir yazar olan Cesare Pavese Yalniz Kadinlar Arasinda adli romanda isledigi intihar konusundan, kisisel günlügünde de söz etti ve kendini yalniz hissettigini dile getirdi. Yalniz Kadinlar Arasinda Meryem Mine Cilingiroglu cevirisiyle okurlarla bulusuyor.Yalniz degilsin. Mozart seninle. Pavese seninle. - Tezer Özlü