Altmis yasindaki fotografci Paul Rayment, bir bisiklet kazasi sonunda sag bacagini kaybedince, o güne dek yalniz sürdürdügü yasami tamamen degisir. Baskalarina bagimli olmaktan nefret etse de, ister istemez kendisini bir bakicinin ellerine teslim eder. Avustralyaya Hirvatistandan göcmüs olan bakicisi Marijanaya asik olan Paul, kazayi izleyen ilk günlerdeki umutsuzlugundan ve karamsarligindan siyrilsa da, Hirvat ailenin tutumu yüzünden yeni sorunlarla karsi karsiya kalir. Bu arada, Coetzeenin baska yapitlarinin da bas kisisi olan yazar Elizabeth Costello da birdenbire ortaya cikarak Paulün yasaminda etkin bir rol üstlenmeye baslar. Coetzee, Yavas Adamda ilginc bir öykü anlatirken, arka planda da bizi insan yapan nitelikleri ve özellikleri, yaslanmanin ne demek oldugunu ve yasamlarimiza nasil deger katabilecegimizi irdeliyor. Paul Raymentin icine düstügü durumda kendi insanligini sorgulayisi, Coetzeenin duru anlatimiyla dile geliyor ve ask, yasamak, ölmek üzerine okuru her sayfada sasirtan, düsündüren duyarli bir yapit sunuluyor.